03 Ekim 2016

Yurt içi bitti de dışına mı sıra geldi sanki? Yoo... Fakat...

Haydi, sırasıdır deyip motoru hazırladım. Her zamankinin aynısı takım taklavatı yerleştirdim seleye, arka çantaya, üstüme. Çadır, mat, uyku tulumu, küçük katlanır sandalye. Bir kaç üst baş. Yeşilinden pasaport, yeşil kart diyorlar 15 günlük uluslarası sigorta kağıdı (kağıdın rengi de yeşil). Bir de 15 günlük uluslararası sağlık sigortası (bu zorunlu değil). Bir de yeni çıkan ehliyet.


Ver elini İpsala sınır kapısı. 10 dakikada bir kaç kapı geçip Yunanistan'a teker basıyorum. Burası da 5 dakika sürüyor ve hoop yoldayım. Doğrudan otoyola bağlanıyorum. Yol oldukça düzgün. Hava güzel.


İlk durağım, yarım saat sonra Aleksandrapolis (Dedeağaç). İnternetten gördüğüm bir kampingi gps e işaretleyip kolayca varıyorum. Dimotiko Camping. Bir gecelik çadır yerine motor dahil ve bir kişi olarak 12 Euro veriyorum. Enlem: 40.84667 - Boylam: 25.85478

Gittiğim zaman sezon bitmişti herhalde. Ortalık çok sakindi. Çok az kampçı vardı. Çok güzel ve uzun bir kumsalı var. Akşam motorla şehir içini dolaşıp kafenin birinde filtre kahve içiyorum. Etraf Türkiye'den turistik gelenlerle dolu. Kolun omuzun çarpıyor yürürken, o derece.



 

Ertesi gün dümeni Selaniğe doğru kırdım. Önce Komotini'de (Gümülcine) öğle yemeğinde cadde üstü bir büfede pide arası döner yedim. İçine ayrıca kızarmış patates ve kırmızı soğan basıp öyle veriyorlar. Sonra Kavala'dan geçtim. Yolda bir konaklama yerinde internetten otel odası ayarladım.

Akşama doğru Selanikteydim. Odaya eşyalarımı attıktan sonra yürüyerek Kordon boyuna indim. Ortalık ışıklı ve canlı. Herkes deniz kenarındaki meyhanelerde ve barlarda.

Devamı var...