... oysa içine yıllar sığdırdığım bir zaman kesitinin muhasebesini çıkarmayı ummuştum. Bunun bana bu saatten sonra ne kazandıracağını da ayrıca merak ediyorum. Sanıyorum iyice düşünmek için artık uygun bir zaman bulamayacağım.
"Burası çok soğuk" dedim laf olsun diye.
- Soğuk mu? Duyulardan bahsediyorsun. Çok zayıf oluşunuz ve kırılganlığınıza tezat bir biçimde inatçı da oluyorsunuz.
Böyle dedikten sonra müthiş bir kahkaha patlattı. Kahkaha patlattı diyorum çünkü o lafın devamına sıkı bir kahkaha iyi giderdi. Yoksa yanıbaşımda gürleyen gökgürültüsü gibi bir sese kahkaha demezsiniz.
- Sizde kibirin bulunacağını ummazdım.
- Uh!.. Haklısın... Size özgü olarak özür dileyebilirdim. Fakat burada bunun dahi bir anlamı yok. Sizin türünüzle yakın ilgilenmemden dolayı huylarınızda bulaşmış olabilir. Daha doğrusu bazı davranış biçimlerinizi ilginç buluyorum.
- Hepimiz farklıyızdır.
- Hayır öyle demek istemedim. Özde hepiniz doğal olarak aynısınız. Sizi birbirinizden ayıran şeyler kendinizi beğenmişlik, ikiyüzlülük, duyarsızlık ve anlamak isteksizliğinizin derecesinde. Fakat bu durum aynı zamanda yaratıcılığınızın da kaynağı. Sanıyorum sizi bu yüzden diğerlerinden ayrı tutuyor.
- O mu?
- Evet o... Kaosun anahtarını bazılarınız bulabiliyor. Çoğunlukla tesadüfen. Hah...
Biliyor musun sesin anahtarını sadece sizin türünüz biliyor. Siz... eeee... buna müzik diyorsunuz. Sanıyorum size torpil geçti.
Dedi ve yine o gök gürültüsü kahkahası kulaklarımı bir süreliğine duyarsız kılmaya yetti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder